Bayonetta

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


KEŞKE BÜTÜN CADILAR BÖYLE OLSA. İŞTE KARŞINIZDA BAYAN BAYONETTA!


Dev
yapımlar, akıllardan silinmeyen ve geçmişten günümüze adını ve
varlığını oyun dünyasında bir an olsun kaybetmeyen klasikler derken
yeni jenerasyon oyunlar ile birlikte bir çok dev yapımın alternatif
yapımları da birer birer raf’lardaki yerini aldı. Akıllardan bir an
olsun silinmeyen klasikler, derken aklınızdan geçenler ne acaba?
Göreceli bir kavram. Kimine göre unutulmaz korku – gerilim oyunları,
kimine göre çıtayı uçurmuş saf aksiyon oyunları… Şüphesiz ki geçmişten
beri en çok sevilen yapımlar macera – aksiyon içerikli olanlarıdır. En
azından her kesim oyuncunun beğenerek oynadığı yapımlar genellikle bu
türlerden çıkıyor. Bunların başlıcaları arasında 2001 yapımı Devil May
Cry(DMC) bulunuyor. Hideki Kamiya’nın fikir babası olduğu DMC, çıktığı
dönemde oyun dünyasındaki yerini “klasik” olarak almış, günümüzde bile
adından sık sık söz ettirmeyi başarmıştır. En son DMC 4 ile seri biraz
bocalama dönemine girse de, zamanın klasiklerinden olan bir oyun
akıllardan kolay kolay silinemez. İşte bu gibi klasik yapımların ekip
ve ekip liderleri de bir yapım ortaya çıkardığında o yapımdan
beklentiler bir hayli yüksek oluyor. Hideki Kamiya’da bu başarılı ekip
liderlerinden biri. İlk olarak Capcom çatısı altında çalışırken, Shinji
Mikami gibi ustalarla Platinum Games firmasını kuran Kamiya, yep yeni
bir macera – aksiyon oyunu ile karşımıza çıkıyor. Yapımını Platinum
Games ve dağıtımını Sega’nın üstlendiği Bayonetta geçtiğimiz haftalarda
piyasaya sürüldü ve beğenilerimizi toplamak üzere raf’lardaki yerini
aldı.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


GÜZELLİĞİN BEŞ PARA ETMEZ, DEVASA GÜCÜN OLMASA


Oyunun
karmaşık bir şekilde olaya daldığı gibi, ben de anlaşılır bir şekilde
konuya dalmak istiyorum. Bayonetta, yani ana karakterimiz bir Umbran
cadısı. Oyunun hikayesi Umbran cadıları ve Luman’lar arasında geçen bir
savaşı konu alıyor. Başta şunu söylemek isterim ki oyun hikaye
anlatımına pek önem vermiyor. Odaklanılan en büyük nokta sınırsız
eğlence, kaliteli sahneler ve bambaşka bir evren olmuş. Demek
istediğim; oyunu oynarken durup düşünebilirsiniz, yahu bu kadının amacı
ne? Niye bunları yapıyoruz. Sorularınıza ne kadar cevap bulacaksınız,
işte orası meçhul. Ama bunun sebebi çok geniş ayrıntılarla donatılmış
ya da çok derin işlenmiş bir hikaye değil, yüzeysel ve hikaye olsun
diye yapılmış bir hikaye olması. Fakat oyun öyle eğlenceli ve içinde
bulunduğu evren öyle göz dolduruyor ki, hikaye’ye pek takılasınız
gelmiyor. Akıcı ve bol tempolu bir gidişat, yanında eğlenceli bir dövüş
sistemi ile göze hoş gelen görsellerle oyuna kapılıp devam ediyorsunuz.
Başlangıcında belki yadırganabilir çünkü çok ani bir giriş oluyor.
Kendinizi göremiyorsunuz bile, karma karışık bir curcuna içerisinde ne
oluyor ***? Şeklinde bir başlangıcı var Bayonettanın. Saf aksiyon ile
oyuna bir güzel giriş yapıp, ilk chapter’dan sonra anlıyorsunuz oyunun
vaat ettiklerini.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


Her
şeyden önce oyunun dövüş sistemine adapte oluyorsunuz.
Birleştirilebilen kombo’lar, DMC oyunlarından aşina olduğumuz alayı
artist silah kullanımı ve tempolu oynanışa bir güzel alışma - öğrenme
sürecine giriyorsunuz. Böyle bir oyun için muhtemelen tahmin
ediyorsunuzdur ki upgrade edilebilen bir dövüş sistemi mevcut.
Öldürdüğünüz düşmanlardan elde edeceğiniz altın yüzükler ile The Gates
of Hell adı verilen upgrade bölgesine giderek istediğiniz dövüş stilini
satın alabiliyorsunuz. Burada yalnızca yeni dövüş stilleri değil,
silahlar ve item’lar da alabiliyorsunuz. Mevcut dövüş sisteminin yanı
sıra silah kullanımı bulunuyor, ayrıca sağlık yenilemek ve daha güçlü
saldırılar yapabilmek için Select tuşu ile ulaşabileceğiniz İtem
menüsünde ki sağlık veya güç lolipop’larını kullanıyorsunuz. İşte bu
ekipmanları bölümlerin belirli yerlerinde bulunan The Gates of Hell
bölgesinden alıyorsunuz. Peki lolipop ne alaka? Bayonetta biraz
striptiz meraklısı bir cadı olduğu için beslenme aracıda lolipop’lar
oluyor. Zaten yaptığı her hareketin ardında bir erotik şov var. Hele
güçlü komboların bitiriş darbeleri, Bayonetta’nın yaratığa dönüşme
özelliği olan kıyafetinin üzerinden çıkması ile son buluyor. Galiba
erkek oyuncuların göz zevkine hitaben bir karakter hazırlamak
istemişler ve kısmen de olsa başarmışlar (Nariko’nun üstüne tanımam)
Bayonetta’nın en ilgi çekici özelliği ise devasa gücü. Savaştığı
düşmanları ve dövüş tekniği görülmeye değer açıkçası. Her türlü
numarası var, silahlar ve komboları birleştiriyor, havada ve yerde
düşmanı doğduğuna pişman ediyor, kombo yaptıkça daha da şiddetlenen
bitiriş hareketleri ile düşmanlarına resmen işkence ediyor. Özellikle
de boss savaşları oyunun en sanatsal yanı. Oyunu oynarken baştan sona
sürekli boss savaşlarının gelmesini bekledim, biri bitti diğerini
bekledim. Boss savaşları açısından sayılı oyunu beğenmişimdir,
Bayonetta’da bunlardan biri oldu. Gerçekten çok eğlenceli ve sinematik
boss savaşları olduğunu söyleyebilirim. Bir de bölüm aralarında Angel
Attack denilen kısa bonus bölümleri bulunuyor. Bu bölüm arcade oyunları
andırıyor ve gayet eğlenceli. Birkaç mermi ile karşınızdaki uçan
melekleri vurmaya çalışıyorsunuz. Vurduğunuz her bir melekten altın
yüzük kazanıyorsunuz. Kazandığınız altınlar sayesine ucuza sağlık ya da
ekstra güç lolipoplarından alabilir ya da altınları cebe atabilirsiniz.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


GÖSTER HÜNERİNİ


Oyunda
tuş kombinasyonları ile kaçma – bitiriş darbeleri vurma gibi eğlenceli
aksiyon sahneleri de bulunuyor. Mesela bir boss savaşı yapılırken,
devasa düşman Bayonetta’dan biraz dayak yedikten sonra kafayı sıyırıp
yeri göğü yıkmaya başladığında, etrafa savrulan kaya parçaları
arasından tuş kombinasyonları ile süzülüyorsunuz. Aynı şekil de son
direnişini sergileyen bir düşmana tuş kombinasyonları ile işkence
edebiliyorsunuz. Bayonetta’nın işkenceleri bununla da sınırlı değil. R2
tuşunu kullanarak darbelerden kaçabilen karakterimiz, bir darbeden son
anda kaçabilirse eğer Witch Time denilen zaman yavaşlatma özelliği
giriyor devreye. Sizde bu fırsatı değerlendirip yerinde öylece kalan
düşmanları tekme tokat dövüyor, yok ediyorsunuz.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


Oyun
görsel açıdan da görülmeye değer. Başta oyunun geçtiği mekanlar ve içi
dolu evreni ile görsel kaliteyi bir adım ileri götürüyor. Grafiksel
olarak da sağlam bir oyun. Ana karakter modellemesi başarılı, çevre
tasarımları ve görselleri göz dolduruyor. Daha ileri boyutlara
taşınabilirdi ama bu haliyle de oyunun atmosferine yakışan tonlar
yakalanmış. Sözün özü, Bayonetta sadece eğlenceye odaklı ve mizahi
anlatımıyla, yanı sıra bazı sahneleriyle anime çizgi filmlerini andırsa
da hikaye anlatımının ve derin bir hikayesinin bulunmamasıyla bir
klasik olmayı hak etmiyor. İyi vakit geçirebileceğiniz ve oynanmaya
değer bir hit, bir çok artısı bulunuyor. Tabi kötü yönleri de yok
değil. Özellikle de çok uzun süren yükleme ekranları. Hatta oyun bize
bazı nesneleri tanıtırken bile kısa bir yükleme yapıyor. Gereğinden
fazla yükleme ekranları oyunun akıcılığını baltalayabiliyor zaman
zaman. Ayrıca bölüm araları gibi ana yükleme ekranlarında kontrolün
bizde olduğunu da belirteyim. Loading sürelerinin uzunluğunu
yapımcılarda gayet iyi biliyor olacak ki, bize bu ekranda biraz
alıştırma imkanı sunuyorlar. Loading yaparken Bayonetta’nın kontrolü
elinizde oluyor ve havayı dövebiliyorsunuz. Anlayacağınız, büyüklü
küçüklü hatalarını eğlenceli aksiyonu ve akıcılığı ile kapatan bir oyun
Bayonetta. Macera-aksiyon oyunlarını seviyorsanız, özellikle de DMC
hayranıysanız, en az DMC kadar güzel bir oyun olduğuna şüphe duymayın.
Kim bilir, belki daha fazlasını bile bulabilirsiniz.





Bana göre oyunun kurgusu ve grafikleri harika çok beğendim.Pc versiyonu çıktı mı bilmiyoruma ama alabilirim bu oyunu.
Not:Alıntıdır.

Teşekkürler